Üniversitede Değişen Yaşantım! (Bölüm 4) - Serüvenci - Adult Forum - Türkçe Adult - Türk Amatör - Sex Hikayeleri - Türk Amatör Film - Adult-Sex-Arkadaş-Partner

**Mesken01** · 01.Mayıs.2016, 23:37

Üniversitede Değişen Yaşantım! (Bölüm 4)

Şovlar, danslar, neşeli bir sunucunun esprileri ve sunuşuyla gayet keyifli gidiyordu. Bu arada baya alkolü de şimdiden indirmiştim mideme. Saat 23.00’a vurduğunda tam çakırkeyftim ama sarhoş değildim. Yürümekte sıkıntı çekmiyor, hareketlerimde de bir abeslik olmuyordu. Sunucu tekrardan eline mikrofonu aldı güzel bir dans şovu bittikten sonra. Neşeli bir ses tonuyla “Şimdi aranızdan 3 tane çift seçeceğim ve buraya davet edeceğim. “ dedi. Gürültü, alkış ve neşeli gülüşmeler arasında ilk çift olarak ön sağ çaprazımızdaki 45 yaşlarındaki çifti seçerek sahneye aldı. Daha sonra parmağını tekrardan seyirciler üzerinde dolaştırdıktan sonra bir saniye göz göze geldik ve bizi göstererek “Evet, sizleri alalım sahneye. “ dedi. O an beynimin çok hızlı çalıştığı anlardandı. Bir saniyeden kısa bir süre Ayça’ya baktım ama o bir anda elimden tutarak beni çekiştirdi ve sahneye doğru götürdü. Ayça önde, ben arkada kalabalığı yararak sahneye çıkmak için merdivenlere gidiyorduk. 3 basamaklı ufak merdivenin başına geldiğimizde Ayça’yı durdurarak “Ne yapıyorsun? Ne yapacağız?” dedim. Gülümseyerek “Ne isterse onu. Biraz tadını çıkart. Burada ki kimseyi tanımıyorsun. “ dedi ve benim bir şey dememi beklemeden sahneye atladı ve bende tabi onun arkasından. Biz sahneye çıkana kadar bir çift daha seçmişti. Onlarda biz yaşlardaydı. Toplam 6 kişi, sunucunun birkaç adım arkasında yan yana duruyorduk. Sunucu bizlere döndü ve kısa bir tanışma faslından sonra “Evet, size şimdi bir oyun oynatacağız. Kazanana ise yaz aylarında istediğiniz zaman kullanmak üzere 1 haftalık tatil hakkı vereceğiz. “ dedi. Seyirciler arasından kopan alkışla birlikte biraz keyfim yerine geldi. En fazla ne oynatabilir diye düşünüyordum.

Sunucu kıvrak bir hareketle kolundaki saatine bakarak “Evet, 1 saatten az bir zaman kaldı. Senenin son şanslı oyununu oynayacaksınız kendinizle gurur duymalısınız. “ dedi. Önümüzde voltalar atarak konuşuyor, arada bir durarak bize bakıyor ve sonra da yine voltasına devam ediyordu. Sunucu “Eveet… Oyunumuza gelecek olursak. “ dedi. Kelimeleri uzata uzata telaffuz ediyor ve birkaç kelimede bir duraksayarak seyircide merak uyandırmaya çalışıyordu. Cidden bu adamın işi bildiğini söylemeliyim. Sunucu “Çiftlerden öpüşmelerini isteyeceğim. “ dedi. Ben o anda donup kaldım. Seyirciler alkışlamaya devam ettiler. Ayça ile birbirimize baktık. O da donmuş kalmıştı. Ayça’nın kulağına eğilerek “Ne yapacağız şimdi?” dedim. Ayça ise bir şey söyleyemedi. Sunucu “Saati başlattığımda öpüşeceksiniz. Şuradaki led ekranda süreyi görebilirsiniz. Oradaki süre artmaya devam edecek ve sizde öpüşeceksiniz. En son öpüşmeyi bırakan çiftimiz bizden tatil ödülünü kazanacak. “ dedi. Daha sonra seyirciyi bizi alkışlaması için gazladı ve bize dönerek “Şimdi çiftleri birbirilerinin karşısına alalım. “ dedi. Ayça ile bu sefer yan yana değil, karşı karşıyaydık. Ayça’ya “İstiyorsan sunucu ile konuşayım. Durumu anlatırım ve aşağıya…” dedim. Bu arada sunucu da sayıyordu ve tam 1 dediği sırada benim lafımı keserek Ayça dudaklarıma yapıştı. Birkaç saniye boyunca sadece durdum ve Ayça öpüyordu dudaklarımı. Şaşırmıştım, elimi istemsizce beline atarak kendime biraz daha yaklaştırdım ve bende artık onu öpmeye başladım. Sıcacık dudakları harikaydı, dolgundu ve bana harika bir zevk veriyordu. Dudaklarımız birbiriyle savaşır gibiydi adeta. Bir benim, bir onun dudakları daha üste çıkıyordu. Ateşli bir öpüşme ile devam ederken ellerimizde birbirimizin bedenlerinde dolaşıyordu. Her şey bir anda boğuklaştı. Hiçbir sesi duymuyordum. Her şey derinden ve tok bir şekilde geliyordu sanki. Sunucunun sadece “Evet, bir çiftimiz maalesef bıraktı. “ dediğini duydum.

Fakat kendimi Ayça’ya kaptırmıştım. Elim hâlâ belindeydi ve kalçalarına indirip indirmeme konusunda hâlâ kararsızdım. Ayça çok büyük iki adım atmıştı ama ben hâlâ emin olamıyordum. Sonuçta bir oyun oynuyorduk ve Ayça bunu sadece oyun için yapıyorsa? Bu sefer rezil olurdum. Ben bunları düşünürken zaten omzumda bir el hissettim ve öpüşmeyi yarıda kestik. Sunucu gülerek “Ateşli çiftimizin öpüşmesini daha fazla izlemek isterdik ama maalesef diğer iki çift yarışmayı bıraktı. “ dedi. İstemsiz bir gülümseme aldı yüzümü. Ayça’ya baktığımda o da mahcup, utangaç bir gülümsemeyle baktı bana. Led ekrana kafamı çevirdiğimde ise 04.32 yazdığını gördüm. 4,5 dakika boyunca öpmüştüm demek Ayça’yı. Ve o zaman bana 4,5 saniye gibi gelmişti. Sunucu ikimizin de elini sıktı ve bizi yerimize gönderdi. Daha sonra hemen orada çalışan Bar Boylardan birisi bize tekile shotlardan getirdi ikram olarak. Sunucu ile o an göz göze geldik ve shot bardağını hafifçe kaldırarak onu selamlayıp teşekkür ettikten sonra shot yaptım. Yılbaşına girmemize artık 20 dakika kadar vardı ki romantik, slow bir müzik çalındı ve çiftler bulundukları yerde dans etmeye başladılar. Ayça’yı bir şey demeden kendime çektim ve belinden kavrayarak dans etmeye başladım. Ritmik bir şekilde dans ederken birbirimizin yüzlerine bakıyorduk. İkimizde de aptal ve memnuniyet dolu gülümsemeler vardı.

Birden eğildim ve yine dudaklarını emmeye başladım. Bu sefer o hızlı, cüretkar öpücükler değil tam tersine müziğin ritmine uyacak yavaş ve çekingen öpücükler vardı. Öperken bir yandan da dansımıza devam ediyorduk. Onu öperken bulutların üzerindeydim. Cidden ayaklarım yere basmıyordu adeta. Ellerimi hâlâ kalçalarına indirecek cesareti nedense bulamıyordum. Deliler gibi öpüşüyorduk fakat yine de ellerimi beline atmış, o şekilde bırakmıştım. Biraz öpüştükten sonra bıraktık birbirimizi ve gülümseyerek içkilerimizi yudumlamaya başladık. Masmavi gözleri benim üzerimde dolaştıkça daha da fazla etkileniyordum. Sikim kalkmıştı bu arada. Pantolonumdan çok rahatsız ediyordu ve “İzninle. “ diyerek lavaboya doğru ilerledim. İçeriye girdim ve kabinlerden birisine girerek pantolonumun kemerini açtım. O sırada yan kabinden bir ses duydum. Yavaş, öpücük gibi sesler geliyordu. Arada bir kısık sesle “Ihhh, ımhh, oh” tarzında iniltiler geliyordu. Büyük ihtimal birisi yanda sevişiyor diye düşündüm ve işimi görmeye devam edecekken bir merak duygusu sardı. Benim içeriye girmiş olduğumu duymamış olabilirler. İçerideki gürültülü müzik kulakları birkaç dakika daha çınlatıyordu. Yavaşça klozet kapağının iki yanına bastım ayaklarımı ve hafifçe çıktım üzerine. Kabinin üstünde biraz boşluk vardı. Oradan yavaşça kafamı uzattım ve sadece gözlerimin görebileceği yere kadar çıktım. Gözlerime inanamadım o dakika. Bir çiftti ama ikisi de erkekti tuvalette olanların.

Birisi klozete oturmuş diğeri de önünde diz çökmüş onun aletini emiyordu. Birkaç saniye izledikten sonra fark edilme korkusuyla aşağıya indim ve işimi görmeden çıkıp tekrardan mekana geçtim. Ayça’nın arkası bana dönüktü ve birden beline sarılıp boynundan öpünce korktu. Beni görünce gülümseyerek “Sen miydin? Ödümü kopardın. “ dedi. Gülümsedim sadece ve bitmiş içkimi bir Bar Boy’un tazelemesini istedim. Sohbet, muhabbet derken saat artık gece yarısına geliyordu. Klasik 10’dan geri saymayla birlikte artık yeni yıla girmiştik. Yine Ayça ile dudaklarımız birbirine yapıştı ve bu arada elimi hafifçe kalçasına indirdim. O yumuşacık kalçalar elime değince sikim iyice kalkmıştı. Avuçlayıp sıkmıyordum sadece üzerinde tutuyordum ve Ayça’nın dudaklarını da sertçe emiyordum o arada. O gece saat 1.30’a kadar kaldık orada ve daha sonra “Dışarıya çıkalım mı?” diye sordum. Ayça “Olur. “ dedi. Toparlandık ve yeni yıl partisini terk edip dışarıya çıktık. Oradaki açık bardan 4 tane bira alarak havuz başına geçtik. Biraları açtık ve oradaki bomboş şezlonglara oturup içmeye başladık. Kulaklarımda hâlâ rahatsız edici bir çınlama vardı. Başım zonkluyordu ama yine de harika bir gece geçiriyordum. O yüzden bundan sızlanmadım. Ayça’nın şezlongunu tuttum bir süre sonra ve kendime doğru çektim. Ayça gülüyordu yaptığıma. Yanıma yanaştırdığımda sarıldım ve yanağından öptüm. Biralarımızı bitirmemiz bu sefer yarım saatimizi almıştı. Ayça ile konuyu sevişmeye getirmek için tuvalette gördüğüm anıyı ona anlattım. Gülerek “Hadi canım. “ dedi. Bende “Evet, ciddiyim. “ dedim. Güldü ve “Canın çekti herhalde?” diyerek tekrardan göğsüme yatırdı kafasını. Ayça’ya “Bir erkekle değil ama bir kızla olsa fena olmaz. “ dedim. Güldü ve bir şey demedi. İçkilerimizi bitirdiğimizde saat 2’yi birkaç dakika geçmişti. Ayça’ya “Ne yapalım? Çıkalım mı odamıza?” dedim.

Gülümseyerek “İyi olur, yoksa donacağız. “ dedi. Ocak ayının başında olduğumuzu unutmuştuk sanki. Gülümsedim ve kalktım ayağa. Ayça’da kalktı ve birlikte asansöre doğru yürümeye başladık. Otelin içi bomboştu. Görevliler bile etrafta yoktu. Asansöre bindik ve katları yavaş yavaş çıkmaya başladık. Kapı açılınca inip odamıza doğru yürüdük. Kart bendeydi. Kapıyı açtım ve içeriye girdik. Ayça “Ben duş almak…” dediği anda onu kendime çektim belinden tutarak ve öpmeye başladım dudaklarını. Sırtını duvara dayadım ve hızlı hızlı emmeye başladım o hastası olduğum ve bugün tanıştığım nazik dudaklarını. Rujunun tadı benim dudaklarımdaydı artık. Ayça ellerini benim boynuma atmış boynumu okşuyordu. Bacaklarından birisini belime doladı ve birkaç dakika kadar orada öpüştük. Kapıyı bile tam kapatamamıştık neredeyse. Ayça daha sonra kafasını geriye doğru çekerek “Şey… Ben duş alsam iyi olacak. “ diyerek kaçtı önümden ve duşa kapattı kendisini. Bende kartı yerine takıp kapıyı kapattım. Üzerimi çıkarttım tamamen ve odanın klimasını açtım. Ortam yeterince ılık olduğu için üzerime bir tişört geçirdim ve altımda boxerla yatağa yattım. Ayça duşta 20 dakikaya yakın bir vakit geçirdi. Dışarıya çıkmaya korkuyordu veya çıktığında ne kadar ileriye gideceğini düşünüyordu büyük ihtimal. Ben ise sabırla onu beklerken bir şişe şampanya açmış yavaşça onu içiyordum. İkinci kadehin ortalarındayken Ayça duştan çıktı. Kalçalarının biraz altıyla, göğüslerinin hemen üzerini kapayacak kadar bir havlu sarmıştı vücuduna. Ayça ile birkaç saniye bakıştık ve “Arkanı dönebilir misin?” dedi. Bende “Neden?” diye sordum. Ayça “Giyineceğim. “ dedi.

Bende “Güvenmiyor musun bana?” dedim. Ayça “Hayır, utanıyorum. Giyinmem için bana birkaç dakika ver sadece. “ dedi. Birkaç saniye göz göze kaldık ve kadehimin kalanını bir dikişte bitirip ayağa kalktım. Ayça’nın yanına geldiğimde mahcup bir tavırla kafasını eğdi. Yüzünü tek elimle tutarak kaldırdım ve gözlerine bakarak “Korkma benden. Ben sana zarar vermeyeceğim, ne yaşayacaksak da birlikte yaşayacağız. Senin istediğin yere kadar gidecek bir şey. O yüzden sana zarar vereceğimi düşünmüyorsan benden arkamı dönmemi isteme. Eğer bunu istersen yaparım ama bil ki beni çok kırmış olursun. “ dedim. Birkaç saniye birbirimize baktık ve dudaklarından kısa bir öpücük aldım. O gün ki öpüşmelerimizin en kısasıydı bu. Daha sonra yatağıma doğru döndüm ve yatağa tam oturacakken bir şeyin düştüğünü duydum. Kafamı çevirdim ve evet, Ayça üzerindeki havluyu sıkıştırdığı yerden kurtarıp yere düşürmüştü. Karşımda öylece duruyordu. Bembeyaz, saf vücudu, düzgün, taze göğüsleri ve incecik bir çizgi olarak duran amı tamamen karşımdaydı. Ayça karşımda, yüzünde hiçbir ifade olmadan duruyordu. Ona bir süre baktıktan sonra yatağa uzandım. Boxerımın altından kalkan sikim meydandaydı. Ayça çantasına eğilmek için arkasını döndüğünde o muhteşem kalçalarını da görmüştüm. Sikim iyice artık kalkmıştı ve bugün boşalamadığından dolayı ağrıyordu.

O dolgun, pürüzsüz beyaz kalçalara dokunmak istiyordum ama bunun o gün olacağından emindim. O yüzden atlamak istemiyordum. Her şey zamanla olacaktı ve bende sabredip zamana bırakacaktım her şeyi. Ayça kırmızı dantelli iç çamaşırı takımını çıkarttı. Önce külotunu geçirdi. Sonra da sütyenini taktı ve başka bir şey giymeden yanıma uzandı. Bir süre yan yana yattık. Tavana bakıyorduk ikimizde ve sessiz bir ortam vardı. Ayça “Bu halde başka bir erkeğin yanında yatıyor olsam herhalde şuan bana tecavüz etmişti. “ dedi ve güldü. Bende gülerek “Evet ama ben sana söz verdim. Yalan söylemeyeceğim çok etkileyici bir vücudun var ve her erkeğin birlikte olmak isteyeceği türden bir kızsın ama seninle geçirdiğimiz zamanlar var. O yüzden sen benim için sadece bir sex objesi olamazsın. “ dedim. Yavaşça doğruldu ve birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra dudaklarımı emmeye başladı. Ben yatağımda yatmış sadece onun öpücüklerine karşılık veriyordum. Ayça daha sonra beni doğrulttu ve tişörtümü çıkartıp kenara fırlattıktan sonra boynuma indi. Yavaş yavaş boynumu emmeye başladığında bende onun sırtını hafifçe okşuyordum. Elimi yavaş hareketlerle, sanki bir bebeği severmiş gibi sırtında dolaştırıyordum. Ayça yavaş yavaş vücuduma öpücükler kondurarak aşağılara doğru iniyordu. En son boxerıma kadar geldi ve yüzüme bakıp biraz gülümsedikten sonra sikimin üzerine boxerın üstünden birkaç öpücük attıktan sonra elleriyle boxerımı sıyırdı. Artık ben çırılçıplaktım.

Ayça sikimi birkaç saniye inceledikten sonra eline alarak okşamaya başladı. Bende elimi onun sütyen kopçasına attım ve kopçayı çıkarttım. Ayça hemen sütyenini fırlattı ve göğüslerini açığa çıkarttı. Sikimi okşuyor bir eliyle, diğer eli de karnımın üzerindeydi. Göğüsleri de iki kolunun arasında sıkıştığı için daha dolgun gözüküyordu. Daha sonra eğildi ve sikimin başını hafifçe ağzına alarak emmeye başladı. İleri geri yapmıyor daha sonra sadece başını kavrayıp yukarıda doğru çıkıyordu. Daha sonra ise yavaş yavaş yarısına kadar ağzına almaya başladı. Çok profesyonel değildi ama işini amatör yaptığı da söylenemezdi. Daha önceden de tecrübesi olduğunu rahatlıkla anlayabilirdiniz saksosundan. Ayça yaklaşık 5 dakika boyunca uçurdu beni adeta ve daha sonra yavaşça sikimi bıraktı. Hafif ıslanmıştı ve kenardaki abajurdan gelen ışıkla birlikte hafif parlıyordu. Gülümseyerek bana doğru yaklaştı. Göğüslerinden birisini yavaşça ağzıma alarak emmeye başladım. Harikaydı, teni nefis kokuyordu. Emiyordum gözlerim kapalı bir şekilde göğsünü. Bu arada da o dokunmaya cesaret edemediğim kalçalarına elimi attım. Taş gibi kalçalarını yoğuruyordum ellerimde. Bu kadar diri, tam kararında yumuşak başka bir kalça görmemiştim. Resmen özel olarak yapılmış bir kalçaydı. Ellerimin arasında hamur gibi yoğuruluyordu. Ayça’yı daha sonra çektim önümden ve yatağa sırtüstü yatırdım ve külotuna elimi attım. Çıkartmak için hafifçe çekecekken elimi tuttu ve “Sana bir şey diyeceğim. “ dedi. Fakat sesinde bir mahcubiyet vardı. Gözlerine bakarak “Söyle hayatım. “ dedim. Ayça çekingen bir sesle “Kendimi daha ileriye gitmek için hazır hissetmiyorum. “ dedi. İçimden ona sitem etsem de birkaç saniye sustum ve “Ne yani? İstemiyor musun?” dedim. Yanağımı hafifçe okşadı ve “Bilmiyorum. Yani istiyorum ama biz çok saftık Konya’dayken. Burada, yani böyle… of bilmiyorum işte. “ dedi. Bende “Tamam o zaman. Sen istemiyorsan, zorla bir şey yapacak değilim. “ dedim.

Ayça bana bakarak “Ama kırılmak yok. Lütfen, sadece hazır hissetmiyorum yani. Olay bu. “ dedi. Bende “Tamam o zaman uzatmayalım bu mevzuyu. “ dedim. Kalktım ve altıma boxerımı geçirdim. Dışarıya çıktığım sırada giydiğim kıyafetleri de hızlıca giydim. Ayça “Nereye gidiyorsun?” dedi. Bende “Kafamı toparlamak istiyorum. “ diyerek çıktım odadan. Alkole dair bir şey kalmamıştı vücudumda. Tesir etmemişti sanki hiç. Asansör yerine merdivenleri kullanarak indim ve hemen dışarıya attım kendimi. Bir sigara yaktım. Gecenin soğuğu iyice beni ayıltmıştı. Çok sinirliydim ve odada kalıp kavga çıkartmak yerine aşağıya inmeyi tercih ettim. Saat 3’e dayanmıştı. Otel çalışanlarından bir tanesini kafaladım ve bir poşet dolusu birayı alarak Ayça ile oturduğum şezlongların başına geldim. Biraları yavaş yavaş açarak içiyordum.

01.Mayıs.2016, 23:37	#1
Mesken01 Yeni Üye Üyelik tarihi: 27.Nisan.2016 Mesajlar: 6 Thanks: 0 Thanked 26 Times in 6 Posts	Üniversitede Değişen Yaşantım! (Bölüm 4) Üniversitede Değişen Yaşantım! (Bölüm 4) Şovlar, danslar, neşeli bir sunucunun esprileri ve sunuşuyla gayet keyifli gidiyordu. Bu arada baya alkolü de şimdiden indirmiştim mideme. Saat 23.00’a vurduğunda tam çakırkeyftim ama sarhoş değildim. Yürümekte sıkıntı çekmiyor, hareketlerimde de bir abeslik olmuyordu. Sunucu tekrardan eline mikrofonu aldı güzel bir dans şovu bittikten sonra. Neşeli bir ses tonuyla “Şimdi aranızdan 3 tane çift seçeceğim ve buraya davet edeceğim. “ dedi. Gürültü, alkış ve neşeli gülüşmeler arasında ilk çift olarak ön sağ çaprazımızdaki 45 yaşlarındaki çifti seçerek sahneye aldı. Daha sonra parmağını tekrardan seyirciler üzerinde dolaştırdıktan sonra bir saniye göz göze geldik ve bizi göstererek “Evet, sizleri alalım sahneye. “ dedi. O an beynimin çok hızlı çalıştığı anlardandı. Bir saniyeden kısa bir süre Ayça’ya baktım ama o bir anda elimden tutarak beni çekiştirdi ve sahneye doğru götürdü. Ayça önde, ben arkada kalabalığı yararak sahneye çıkmak için merdivenlere gidiyorduk. 3 basamaklı ufak merdivenin başına geldiğimizde Ayça’yı durdurarak “Ne yapıyorsun? Ne yapacağız?” dedim. Gülümseyerek “Ne isterse onu. Biraz tadını çıkart. Burada ki kimseyi tanımıyorsun. “ dedi ve benim bir şey dememi beklemeden sahneye atladı ve bende tabi onun arkasından. Biz sahneye çıkana kadar bir çift daha seçmişti. Onlarda biz yaşlardaydı. Toplam 6 kişi, sunucunun birkaç adım arkasında yan yana duruyorduk. Sunucu bizlere döndü ve kısa bir tanışma faslından sonra “Evet, size şimdi bir oyun oynatacağız. Kazanana ise yaz aylarında istediğiniz zaman kullanmak üzere 1 haftalık tatil hakkı vereceğiz. “ dedi. Seyirciler arasından kopan alkışla birlikte biraz keyfim yerine geldi. En fazla ne oynatabilir diye düşünüyordum. Sunucu kıvrak bir hareketle kolundaki saatine bakarak “Evet, 1 saatten az bir zaman kaldı. Senenin son şanslı oyununu oynayacaksınız kendinizle gurur duymalısınız. “ dedi. Önümüzde voltalar atarak konuşuyor, arada bir durarak bize bakıyor ve sonra da yine voltasına devam ediyordu. Sunucu “Eveet… Oyunumuza gelecek olursak. “ dedi. Kelimeleri uzata uzata telaffuz ediyor ve birkaç kelimede bir duraksayarak seyircide merak uyandırmaya çalışıyordu. Cidden bu adamın işi bildiğini söylemeliyim. Sunucu “Çiftlerden öpüşmelerini isteyeceğim. “ dedi. Ben o anda donup kaldım. Seyirciler alkışlamaya devam ettiler. Ayça ile birbirimize baktık. O da donmuş kalmıştı. Ayça’nın kulağına eğilerek “Ne yapacağız şimdi?” dedim. Ayça ise bir şey söyleyemedi. Sunucu “Saati başlattığımda öpüşeceksiniz. Şuradaki led ekranda süreyi görebilirsiniz. Oradaki süre artmaya devam edecek ve sizde öpüşeceksiniz. En son öpüşmeyi bırakan çiftimiz bizden tatil ödülünü kazanacak. “ dedi. Daha sonra seyirciyi bizi alkışlaması için gazladı ve bize dönerek “Şimdi çiftleri birbirilerinin karşısına alalım. “ dedi. Ayça ile bu sefer yan yana değil, karşı karşıyaydık. Ayça’ya “İstiyorsan sunucu ile konuşayım. Durumu anlatırım ve aşağıya…” dedim. Bu arada sunucu da sayıyordu ve tam 1 dediği sırada benim lafımı keserek Ayça dudaklarıma yapıştı. Birkaç saniye boyunca sadece durdum ve Ayça öpüyordu dudaklarımı. Şaşırmıştım, elimi istemsizce beline atarak kendime biraz daha yaklaştırdım ve bende artık onu öpmeye başladım. Sıcacık dudakları harikaydı, dolgundu ve bana harika bir zevk veriyordu. Dudaklarımız birbiriyle savaşır gibiydi adeta. Bir benim, bir onun dudakları daha üste çıkıyordu. Ateşli bir öpüşme ile devam ederken ellerimizde birbirimizin bedenlerinde dolaşıyordu. Her şey bir anda boğuklaştı. Hiçbir sesi duymuyordum. Her şey derinden ve tok bir şekilde geliyordu sanki. Sunucunun sadece “Evet, bir çiftimiz maalesef bıraktı. “ dediğini duydum. Fakat kendimi Ayça’ya kaptırmıştım. Elim hâlâ belindeydi ve kalçalarına indirip indirmeme konusunda hâlâ kararsızdım. Ayça çok büyük iki adım atmıştı ama ben hâlâ emin olamıyordum. Sonuçta bir oyun oynuyorduk ve Ayça bunu sadece oyun için yapıyorsa? Bu sefer rezil olurdum. Ben bunları düşünürken zaten omzumda bir el hissettim ve öpüşmeyi yarıda kestik. Sunucu gülerek “Ateşli çiftimizin öpüşmesini daha fazla izlemek isterdik ama maalesef diğer iki çift yarışmayı bıraktı. “ dedi. İstemsiz bir gülümseme aldı yüzümü. Ayça’ya baktığımda o da mahcup, utangaç bir gülümsemeyle baktı bana. Led ekrana kafamı çevirdiğimde ise 04.32 yazdığını gördüm. 4,5 dakika boyunca öpmüştüm demek Ayça’yı. Ve o zaman bana 4,5 saniye gibi gelmişti. Sunucu ikimizin de elini sıktı ve bizi yerimize gönderdi. Daha sonra hemen orada çalışan Bar Boylardan birisi bize tekile shotlardan getirdi ikram olarak. Sunucu ile o an göz göze geldik ve shot bardağını hafifçe kaldırarak onu selamlayıp teşekkür ettikten sonra shot yaptım. Yılbaşına girmemize artık 20 dakika kadar vardı ki romantik, slow bir müzik çalındı ve çiftler bulundukları yerde dans etmeye başladılar. Ayça’yı bir şey demeden kendime çektim ve belinden kavrayarak dans etmeye başladım. Ritmik bir şekilde dans ederken birbirimizin yüzlerine bakıyorduk. İkimizde de aptal ve memnuniyet dolu gülümsemeler vardı. Birden eğildim ve yine dudaklarını emmeye başladım. Bu sefer o hızlı, cüretkar öpücükler değil tam tersine müziğin ritmine uyacak yavaş ve çekingen öpücükler vardı. Öperken bir yandan da dansımıza devam ediyorduk. Onu öperken bulutların üzerindeydim. Cidden ayaklarım yere basmıyordu adeta. Ellerimi hâlâ kalçalarına indirecek cesareti nedense bulamıyordum. Deliler gibi öpüşüyorduk fakat yine de ellerimi beline atmış, o şekilde bırakmıştım. Biraz öpüştükten sonra bıraktık birbirimizi ve gülümseyerek içkilerimizi yudumlamaya başladık. Masmavi gözleri benim üzerimde dolaştıkça daha da fazla etkileniyordum. Sikim kalkmıştı bu arada. Pantolonumdan çok rahatsız ediyordu ve “İzninle. “ diyerek lavaboya doğru ilerledim. İçeriye girdim ve kabinlerden birisine girerek pantolonumun kemerini açtım. O sırada yan kabinden bir ses duydum. Yavaş, öpücük gibi sesler geliyordu. Arada bir kısık sesle “Ihhh, ımhh, oh” tarzında iniltiler geliyordu. Büyük ihtimal birisi yanda sevişiyor diye düşündüm ve işimi görmeye devam edecekken bir merak duygusu sardı. Benim içeriye girmiş olduğumu duymamış olabilirler. İçerideki gürültülü müzik kulakları birkaç dakika daha çınlatıyordu. Yavaşça klozet kapağının iki yanına bastım ayaklarımı ve hafifçe çıktım üzerine. Kabinin üstünde biraz boşluk vardı. Oradan yavaşça kafamı uzattım ve sadece gözlerimin görebileceği yere kadar çıktım. Gözlerime inanamadım o dakika. Bir çiftti ama ikisi de erkekti tuvalette olanların. Birisi klozete oturmuş diğeri de önünde diz çökmüş onun aletini emiyordu. Birkaç saniye izledikten sonra fark edilme korkusuyla aşağıya indim ve işimi görmeden çıkıp tekrardan mekana geçtim. Ayça’nın arkası bana dönüktü ve birden beline sarılıp boynundan öpünce korktu. Beni görünce gülümseyerek “Sen miydin? Ödümü kopardın. “ dedi. Gülümsedim sadece ve bitmiş içkimi bir Bar Boy’un tazelemesini istedim. Sohbet, muhabbet derken saat artık gece yarısına geliyordu. Klasik 10’dan geri saymayla birlikte artık yeni yıla girmiştik. Yine Ayça ile dudaklarımız birbirine yapıştı ve bu arada elimi hafifçe kalçasına indirdim. O yumuşacık kalçalar elime değince sikim iyice kalkmıştı. Avuçlayıp sıkmıyordum sadece üzerinde tutuyordum ve Ayça’nın dudaklarını da sertçe emiyordum o arada. O gece saat 1.30’a kadar kaldık orada ve daha sonra “Dışarıya çıkalım mı?” diye sordum. Ayça “Olur. “ dedi. Toparlandık ve yeni yıl partisini terk edip dışarıya çıktık. Oradaki açık bardan 4 tane bira alarak havuz başına geçtik. Biraları açtık ve oradaki bomboş şezlonglara oturup içmeye başladık. Kulaklarımda hâlâ rahatsız edici bir çınlama vardı. Başım zonkluyordu ama yine de harika bir gece geçiriyordum. O yüzden bundan sızlanmadım. Ayça’nın şezlongunu tuttum bir süre sonra ve kendime doğru çektim. Ayça gülüyordu yaptığıma. Yanıma yanaştırdığımda sarıldım ve yanağından öptüm. Biralarımızı bitirmemiz bu sefer yarım saatimizi almıştı. Ayça ile konuyu sevişmeye getirmek için tuvalette gördüğüm anıyı ona anlattım. Gülerek “Hadi canım. “ dedi. Bende “Evet, ciddiyim. “ dedim. Güldü ve “Canın çekti herhalde?” diyerek tekrardan göğsüme yatırdı kafasını. Ayça’ya “Bir erkekle değil ama bir kızla olsa fena olmaz. “ dedim. Güldü ve bir şey demedi. İçkilerimizi bitirdiğimizde saat 2’yi birkaç dakika geçmişti. Ayça’ya “Ne yapalım? Çıkalım mı odamıza?” dedim. Gülümseyerek “İyi olur, yoksa donacağız. “ dedi. Ocak ayının başında olduğumuzu unutmuştuk sanki. Gülümsedim ve kalktım ayağa. Ayça’da kalktı ve birlikte asansöre doğru yürümeye başladık. Otelin içi bomboştu. Görevliler bile etrafta yoktu. Asansöre bindik ve katları yavaş yavaş çıkmaya başladık. Kapı açılınca inip odamıza doğru yürüdük. Kart bendeydi. Kapıyı açtım ve içeriye girdik. Ayça “Ben duş almak…” dediği anda onu kendime çektim belinden tutarak ve öpmeye başladım dudaklarını. Sırtını duvara dayadım ve hızlı hızlı emmeye başladım o hastası olduğum ve bugün tanıştığım nazik dudaklarını. Rujunun tadı benim dudaklarımdaydı artık. Ayça ellerini benim boynuma atmış boynumu okşuyordu. Bacaklarından birisini belime doladı ve birkaç dakika kadar orada öpüştük. Kapıyı bile tam kapatamamıştık neredeyse. Ayça daha sonra kafasını geriye doğru çekerek “Şey… Ben duş alsam iyi olacak. “ diyerek kaçtı önümden ve duşa kapattı kendisini. Bende kartı yerine takıp kapıyı kapattım. Üzerimi çıkarttım tamamen ve odanın klimasını açtım. Ortam yeterince ılık olduğu için üzerime bir tişört geçirdim ve altımda boxerla yatağa yattım. Ayça duşta 20 dakikaya yakın bir vakit geçirdi. Dışarıya çıkmaya korkuyordu veya çıktığında ne kadar ileriye gideceğini düşünüyordu büyük ihtimal. Ben ise sabırla onu beklerken bir şişe şampanya açmış yavaşça onu içiyordum. İkinci kadehin ortalarındayken Ayça duştan çıktı. Kalçalarının biraz altıyla, göğüslerinin hemen üzerini kapayacak kadar bir havlu sarmıştı vücuduna. Ayça ile birkaç saniye bakıştık ve “Arkanı dönebilir misin?” dedi. Bende “Neden?” diye sordum. Ayça “Giyineceğim. “ dedi. Bende “Güvenmiyor musun bana?” dedim. Ayça “Hayır, utanıyorum. Giyinmem için bana birkaç dakika ver sadece. “ dedi. Birkaç saniye göz göze kaldık ve kadehimin kalanını bir dikişte bitirip ayağa kalktım. Ayça’nın yanına geldiğimde mahcup bir tavırla kafasını eğdi. Yüzünü tek elimle tutarak kaldırdım ve gözlerine bakarak “Korkma benden. Ben sana zarar vermeyeceğim, ne yaşayacaksak da birlikte yaşayacağız. Senin istediğin yere kadar gidecek bir şey. O yüzden sana zarar vereceğimi düşünmüyorsan benden arkamı dönmemi isteme. Eğer bunu istersen yaparım ama bil ki beni çok kırmış olursun. “ dedim. Birkaç saniye birbirimize baktık ve dudaklarından kısa bir öpücük aldım. O gün ki öpüşmelerimizin en kısasıydı bu. Daha sonra yatağıma doğru döndüm ve yatağa tam oturacakken bir şeyin düştüğünü duydum. Kafamı çevirdim ve evet, Ayça üzerindeki havluyu sıkıştırdığı yerden kurtarıp yere düşürmüştü. Karşımda öylece duruyordu. Bembeyaz, saf vücudu, düzgün, taze göğüsleri ve incecik bir çizgi olarak duran amı tamamen karşımdaydı. Ayça karşımda, yüzünde hiçbir ifade olmadan duruyordu. Ona bir süre baktıktan sonra yatağa uzandım. Boxerımın altından kalkan sikim meydandaydı. Ayça çantasına eğilmek için arkasını döndüğünde o muhteşem kalçalarını da görmüştüm. Sikim iyice artık kalkmıştı ve bugün boşalamadığından dolayı ağrıyordu. O dolgun, pürüzsüz beyaz kalçalara dokunmak istiyordum ama bunun o gün olacağından emindim. O yüzden atlamak istemiyordum. Her şey zamanla olacaktı ve bende sabredip zamana bırakacaktım her şeyi. Ayça kırmızı dantelli iç çamaşırı takımını çıkarttı. Önce külotunu geçirdi. Sonra da sütyenini taktı ve başka bir şey giymeden yanıma uzandı. Bir süre yan yana yattık. Tavana bakıyorduk ikimizde ve sessiz bir ortam vardı. Ayça “Bu halde başka bir erkeğin yanında yatıyor olsam herhalde şuan bana tecavüz etmişti. “ dedi ve güldü. Bende gülerek “Evet ama ben sana söz verdim. Yalan söylemeyeceğim çok etkileyici bir vücudun var ve her erkeğin birlikte olmak isteyeceği türden bir kızsın ama seninle geçirdiğimiz zamanlar var. O yüzden sen benim için sadece bir sex objesi olamazsın. “ dedim. Yavaşça doğruldu ve birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra dudaklarımı emmeye başladı. Ben yatağımda yatmış sadece onun öpücüklerine karşılık veriyordum. Ayça daha sonra beni doğrulttu ve tişörtümü çıkartıp kenara fırlattıktan sonra boynuma indi. Yavaş yavaş boynumu emmeye başladığında bende onun sırtını hafifçe okşuyordum. Elimi yavaş hareketlerle, sanki bir bebeği severmiş gibi sırtında dolaştırıyordum. Ayça yavaş yavaş vücuduma öpücükler kondurarak aşağılara doğru iniyordu. En son boxerıma kadar geldi ve yüzüme bakıp biraz gülümsedikten sonra sikimin üzerine boxerın üstünden birkaç öpücük attıktan sonra elleriyle boxerımı sıyırdı. Artık ben çırılçıplaktım. Ayça sikimi birkaç saniye inceledikten sonra eline alarak okşamaya başladı. Bende elimi onun sütyen kopçasına attım ve kopçayı çıkarttım. Ayça hemen sütyenini fırlattı ve göğüslerini açığa çıkarttı. Sikimi okşuyor bir eliyle, diğer eli de karnımın üzerindeydi. Göğüsleri de iki kolunun arasında sıkıştığı için daha dolgun gözüküyordu. Daha sonra eğildi ve sikimin başını hafifçe ağzına alarak emmeye başladı. İleri geri yapmıyor daha sonra sadece başını kavrayıp yukarıda doğru çıkıyordu. Daha sonra ise yavaş yavaş yarısına kadar ağzına almaya başladı. Çok profesyonel değildi ama işini amatör yaptığı da söylenemezdi. Daha önceden de tecrübesi olduğunu rahatlıkla anlayabilirdiniz saksosundan. Ayça yaklaşık 5 dakika boyunca uçurdu beni adeta ve daha sonra yavaşça sikimi bıraktı. Hafif ıslanmıştı ve kenardaki abajurdan gelen ışıkla birlikte hafif parlıyordu. Gülümseyerek bana doğru yaklaştı. Göğüslerinden birisini yavaşça ağzıma alarak emmeye başladım. Harikaydı, teni nefis kokuyordu. Emiyordum gözlerim kapalı bir şekilde göğsünü. Bu arada da o dokunmaya cesaret edemediğim kalçalarına elimi attım. Taş gibi kalçalarını yoğuruyordum ellerimde. Bu kadar diri, tam kararında yumuşak başka bir kalça görmemiştim. Resmen özel olarak yapılmış bir kalçaydı. Ellerimin arasında hamur gibi yoğuruluyordu. Ayça’yı daha sonra çektim önümden ve yatağa sırtüstü yatırdım ve külotuna elimi attım. Çıkartmak için hafifçe çekecekken elimi tuttu ve “Sana bir şey diyeceğim. “ dedi. Fakat sesinde bir mahcubiyet vardı. Gözlerine bakarak “Söyle hayatım. “ dedim. Ayça çekingen bir sesle “Kendimi daha ileriye gitmek için hazır hissetmiyorum. “ dedi. İçimden ona sitem etsem de birkaç saniye sustum ve “Ne yani? İstemiyor musun?” dedim. Yanağımı hafifçe okşadı ve “Bilmiyorum. Yani istiyorum ama biz çok saftık Konya’dayken. Burada, yani böyle… of bilmiyorum işte. “ dedi. Bende “Tamam o zaman. Sen istemiyorsan, zorla bir şey yapacak değilim. “ dedim. Ayça bana bakarak “Ama kırılmak yok. Lütfen, sadece hazır hissetmiyorum yani. Olay bu. “ dedi. Bende “Tamam o zaman uzatmayalım bu mevzuyu. “ dedim. Kalktım ve altıma boxerımı geçirdim. Dışarıya çıktığım sırada giydiğim kıyafetleri de hızlıca giydim. Ayça “Nereye gidiyorsun?” dedi. Bende “Kafamı toparlamak istiyorum. “ diyerek çıktım odadan. Alkole dair bir şey kalmamıştı vücudumda. Tesir etmemişti sanki hiç. Asansör yerine merdivenleri kullanarak indim ve hemen dışarıya attım kendimi. Bir sigara yaktım. Gecenin soğuğu iyice beni ayıltmıştı. Çok sinirliydim ve odada kalıp kavga çıkartmak yerine aşağıya inmeyi tercih ettim. Saat 3’e dayanmıştı. Otel çalışanlarından bir tanesini kafaladım ve bir poşet dolusu birayı alarak Ayça ile oturduğum şezlongların başına geldim. Biraları yavaş yavaş açarak içiyordum.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)